THE SNOOPY SHOW – H. İLKER DUMAN
Bu yazıda sizi ne korkutacağım, ne gereceğim, ne de ağlatıp, aşık edeceğim. Sizi geçmişe davet edeceğim. Üzgünüm elimde Marty McFly ve Dr. Emmetr Brown’daki gibi bir Delorean yok fakat yine bir Brown, Charlie Brown var.
Çocukluğu malum durumlardan dolayı televizyon karşısında geçen biri olarak neyse ki Müge Anlı’ya ya da Esra Erol’a maruz kalmadım. Onun yerine sevimli bir köpek ve onun koca, kel kafalı arkadaşına maruz kaldım. İyi ki de kaldım. Hayvanları sevdim, bir köpeğim de oldu sonradan. Kont’tu adı 13 yıl bizimle yaşadı ve küçük kalbi bir gün durdu.
Charlie Brown’ı hayattan biri olarak görür ve de çok severdim. Belki de onunda etkisi vardır bugün senarist olmanda çünkü dizi bitikten sonra bile kafamda Snoopy ve Charlie Brown devam ederdi. Tıpkı Snoopy’nin köpek kulübesinin üzerine çıkıp, kuş arkadaşıyla beraber uçak kullanması gibi. Ne zaman, kaç yaşında olursam olayım, ne yaparsam yapayım(gerçi yaptığım çok da bir şey yok da neyse) izlerdim.
Derken bir gün Charles M. Schulz’un öldüğünü ve vasiyeti doğrultusunda Charlie Brown’ın da artık yayınlanmayacağını öğrenmiştim. O anda ve ardından geçen sürede buna üzülüp, Schulz’u bencillikle suçlasam da daha sonra hak vermiştim ona. Çünkü aynı dönem çizilen çizgi filmlerin modern çizimleri geçmiş dönemin romantizmini yakalamıyordu. Ya da ben büyüyünce o illüzyonun etkisi ben de kaybolduğu için öyleydi. Schulz bir şeyleri önceden görmüş ya da sadece basit bir bencildi.
Snoopy ve Charlie Brown ara ara bir şekilde çıksa da eskisi gibi değildi işte. Charlie Brown ve arkadaşlarının o ikonluk dansları yoktu. Benim için ta bugüne kadar. Apple’ın dijital platform üreticisi Apple Plus “The Snoopy Show” adında bir yapımla bu ikiliyi yeniden canlandılar. Ben de geçmişe gittim. Eminim izleyenlerde gidecektir çünkü döneme yakın çizimler var. Tek kusur dans biraz değişmiş.
Puan vermek çocukluğuma saygısızlık olacağı için vermiyorum fakat ebeveynlerin mutlaka çocuklarına izletmesini tavsiye ediyorum.