ŞAKACI – Zeynep PINARBAŞI
Salih, hırsla kovalayan köpeğin korkusuyla sitenin demirlerine tırmandı. Bir süre havlayan köpek uzaklaştı. Geberesice it, gece gece etimi alacaktı. Kazanmanın keyfiyle kahkaha atarak atladı demirlerden. Fosforlu tişörtü lamba gibiydi.
Neden koyu renk giyinmedim ki? Gel beni ısır dedim resmen.
Ansızın gelen bir baş dönmesi, sendeleme, düşmek üzereyken karşısına çıkan kadına attırdığı çığlıklar… İlk yaşadığı buydu. O günden sonra gece kostümleri oldu. Karalar giyip duvar diplerine saklanıp ansızın insanların karşısına çıktı. Dalgınca yürüyorken birden karşılaşmış hissi yaratır, korkuttuğu insanlardan defalarca özür diler, gözlerinin içindeki kahkahaları gizlerdi.
Bir akşam yanına gece kıyafetlerini almadığını fark etti. Üstündeki beyaz gömleğini çıkardı. Yere sürttü. Sabah yağan yağmurun artıkları çok işine yaradı. Sadece gömleğin kirli olması inandırıcı olmayacaktı. Bir anda yere attı kendini. Tüm kıyafetleri çamura bulandı. O gece beş kadın, dört adam, iki çocuk bir de köpek korkuttu. Ellerini birbirine sürterek kendiyle olan başarısını kutladı.
İleride gizlediği kamerayı aldı. Eve gidip hızlıca bilgisayara aktardı. Bilgisayardan dev ekrana yansıttı. Kahkahaları duvarlarda yankılandı.
Bu çamur daha iyi oldu. Sefil ve korkutucu…
Kadınlardan biri önce korkmuş sonra perişan halini görünce yardım etmeye çalışmıştı. Onu izleyince sinirlendi.
İyi niyetlerinde boğulsalar keşke.
Ertesi gün başka bir sokakta kamerasını kuytuya gizledi. Saklanacağı köşeyi belirledi. Bu sefer saçlarını yüzünü is boyası yaptı. Eline baca temizleme süpürgesinden aldı.
Erkek cadınız korkularınızın yaratıcısı
Sinsice içten içe gülmeye başladı. İs lekesi, süpürge harika bir iş çıkarmıştı. Daha işlek bir sokak seçmişti. Verimli bir gece oldu. Yorulduğunu hissetti. Tam toparlanacakken bir ses duydu. Hafif yalpalayarak gelen bir adam vardı.
Sarhoşlar en sevdiklerim.
Köşeye sindi. Gelenin gölgesini görünce birden karşısına çıktı. Küçük bir çığlığın ardından yere yıkılan bir beden. Tam özür dilemek için eğilirken önce onun yaşlı bir kadın olduğunu fark etti. Sonra nefes almadığını.
Terden isleri yüzünden aşağı kaymaya başladı. Elleri ıslandı. Kadını kaldırmaya yeltendi. Sonra dokunmaması gerektiğini düşündü. Hızlıca uzaklaştı.
Eceliyle ölen bir sürü insan var. Zaten ne malum benden olduğu.
Etrafı kolaçan etti. Yeniden döndü kadına bakmayı düşündü vazgeçti. Tam kaçacakken karşı dükkânın kamerasını fark etti. Kayıttaydı. Yüzü gözü is içindeydi tanınmazdı. Tekrar kaçmayı düşündü. Ama oradan defalarca geçmişti.
Esnaflar dikkatli insanlardı bilen biri çıkarsa…
Geri döndü. Dükkânın camlarını patlattı. Alarm çalmaya başladı. Hızlıca kayıt cihazını aldı. Kapısı açık binaya girdi. Saklandı. Gelen giden olmadı. Kadın hala kıpırdamadan yatıyordu. Yalancı alarma sevindi. Cihazı parçaladı. Etrafı kolaçan etti. İleride başka bir kamera daha gördü. Yüzünü sardı. Kamerayı kontrol etti. Yalancı kameraydı rahatladı. Yeniden binaları kolaçan etti.
Kadına doğru ilerledi. Ayağı ile dürttü. Hiç hareket etmedi. Yüzüne bakmak istedi. Nefesini kontrol etmek istedi, çok karanlıktı. Fazlaca dokunması gerekti vazgeçti. Sokağın köşesinden birinin döndüğünü fark etti. Koşarak kaçtı.
Sokaktan gelen kişi kadının yanına gitti. Öldüğünü anlayınca peşinden gitti. Saklandığı yerden gelen kişiyi kolladı tam ona yaklaşınca köşeden çıkıp kafasına taşla vurdu. Adam yere yığıldı. Diğer sokakta başka bir iş yerinin kamerasını gördü. İyice kontrol etti. İçeride alarm yoktu. Kırdı camları, makineyi olduğu yerde parçaladı. Sokaktan uzaklaştı. Ardına bakmadan uzun süre koştu. Uzaklarda bir caminin avlusuna sığındı. Temizlendi. Ezan okunmadan oradan uzaklaştı. Sokakları dolaştı. Ara bir sokakta asılı bir eşofman altı ve ve tişört buldu. İpten çekip giyindi. Kıyafetlerini çöpe atıp içine de yanan kibriti saldı. İlki söndü bir daha yaktı, yerdeki kartonu tutuşturup içine attı.
Olay mahalline yakın bir bakkala girip sigara istedi.
Kardeş ilerdeki telefoncuya gidecektim önünde polisler var ne iş?
Şerefsizin biri cinayet işlemiş.
Ne diyorsun ya?
Sorma abicim, sokakların kedi anası Müzmin Ana vardı. Yersiz yurtsuz, ondan bundan artık yemek dilenir kedileri beslerdi.
Eceliyle ölmüştür belki.
Ne eceli abicim kaba etlerinden on yedi yerinden bıçaklamış şerefsiz, yetmez gibi Polis Remzi’nin kafasını yarmış, o da yetmez gibi dükkanları parçalamış manyak. Böbrekten gitmiş kadıncağız da
Salih aldığı paketten bir sigara çıkardı tersinden yaktı. Ağzına giren tütünleri tükürdü. Süngerin yanan kısmını eliyle kesti. Yeniden yaktı. Uzunca çekti içine
Demek bıçaklamışlar ha, bir de polis var işin içinde
Öyle, hangi manyaksa
Eyvallah edip çıkarken görevli polislerden biri içeri girdi. Gidişini ağırdan aldı. Bakkal polise merakla olan biteni sordu.
Emir amirim nedir durum, ip ucu falan var mı?
Dizi ağzıyla konuşma lan bana. Sana ne hem?
Deme amirim biz de esnafız şurada ya manyak dadandıysa buraya.
Lan n’apcaklar sizin boklu mahallenizi, sapığın biri kesin. Mal kendini çektiği kamerayı duvarda bırakmış. Yakalanması an meselesi.