MUHTEŞEM DÖNEM

 

Bazen bazı olaylar, kitaplar diziler ve filmler öyle ilgi çekerler ki referans olur ve benzer bir olay yaşandığında hemen “O” ile kıyaslanır. Bu bağlamda düşünecek olursak aklıma ilk gelen “Muhteşem Yüzyıl” adlı dizidir.

 

Hatırlıyorum da o dönemde İngiliz Kraliyet hanedanlarından birini anlatan dizi “The Tudors” vardı ve o hanedanın kralı Vlll Henry işleniyordu. Vlll Henry, İngiliz tarihini değiştiren aktörlerden biri olduğu için anlatıma değer görülmüştü ve aynı durumdan yola çıkacak olursak Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Kanuni Sultan Süleyman dönemi işlenmesi gerekiyordu ve öyle de başladı. Muhteşem Yüzyıl hakkında en çok aklımda kalanlardan Kanuni’nin tahta çıkışı ve büyük oğlu Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi olmuştu. Mehmet Günsür’ün karizması tabii ki bu ölümün dramatizasyonunda önemli bir etkisi vardı. Tabii ki ölen kadar öldüren de önemliydi. O ne hissetmişti? Olaydan sonra nasıl tepkiler almıştı.

Tarihteki Zal Mahmut’a bunu sormamız şuanda çok da mümkün değil fakat dizide karaktere hayat , kişilik veren Suat Karausta’ya bu soruyu sorabiliriz;

Merhaba Suat. Dergimize verdiğin röportaj için çok teşekkür ederim dostum.

Merhaba İlker ve Halley Dergisi okurları.

O malum sahne çekilirken ne hissettin? İzlendikten sonra nasıl tepkiler aldın?

O sahneyi zaten çok çalışmıştık.Tabi Şehzade Mustafa’nın ölümü bir trajedi. Ruhumuz soğudu o sahneyi çekerken. -3 derecede çektik. Mehmet Günsür’ün son çekim günüydü. Çok üzüldük. Sanki tarihe tanıklık ediyorduk. İzlendikten sonra çok tepkiler aldık. ‘Niye Şehzademizi öldürdünüz?’ , ‘Niye kıydınız?’ ‘Allah da sizin belanızı versin’…  yani Erol Taş’ın başına gelenler benim de başıma geldi.

Kendinden bahseder misin?

Evliyim. Eşim müzik öğretmeni. 4 yaşında bir oğlum var. 1999 senesinde Trabzon Devlet Tiyatrosunda çalışmaya başladım. 2007 yılından beri Ankara Devlet Tiyatrosunda çalışıyorum.

Role seçim sürecini anlatır mısın?

Role seçim sürecim yapımcı Nermin Eroğlu oditiona çağırdı. Seçim süreci çok iyi geçti ve rolü canlandırmaya başladım.

Tiyatroya başlamaya nasıl karar verdin?

Tiyatroya başlamaya 1988-1989 yılında Şenol Tiryaki’nin beni deneme sahnesine çağırmasıyla başladı. O süreçten sonra oyuncu olmaya karar verdim ve tiyatro bölümünü okudum.

Başlamak isteyenlere tavsiyelerin neler?

Başlamak isteyenlere tavsiyem başlamasınlar. Şaka bir yana bu ülke tiyatro yapmaya uygun bir ülke değil artık. Çünkü sanatın bir alıcısı olması lazım. Alıcı Neoliberal dünyanın bir parçası olduğu için sanatın bir kıymeti kalmıyor. Bu yüzden genç kuşağa bilim insanı olmalarını tavsiye ederim.

İyi tiyatrocu olmanın bir tarifi var mı?

İyi tiyatrocu olmanın tarifi çok okumak, çok çalışmaktır. Estetik dünya görüşünü oluşturmak için tiyatronun genel kuramına bir an önce bilgiyle ulaşmaktır. Gösterge bilim kuramlarını izleyerek, okuyarak bir hayat biçimi haline getirmektir.

Seni en çok etkileyen ya da idolün olan oyuncu/lar var mı?

Beni en çok etkileyen oyuncu ‘Peter Sellers’.

Yeni nesilden kimleri seversin?

Halit Ergenç, Tolga Tekin, Bülent Emin Yarar, Ali Seçkiner Alıcı

Takip ettiğin(oyun, dizi ve program)yapımlar ve okuyucularımıza tavsiyelerin var mı?

Program olarak Late Late Show, James Gordon ve dizi olarak Ray Donovan.

Oğlun Ali Kaan’ın da senin yolundan gitmesini ister misin? Dikkat ettiğim kadarıyla o tiyatro sahnesinin tozlu DNA’sı onda da var.

Ali Kaan’ın benim yolumdan gitmesini istemem.  Eğer o çok isterse o zaman karar verip bir yol çizeriz.

Tiyatro mu beyaz perde mi?

Tiyatro

Sebebi?

Çünkü  duyguların o anın zamanı içinde  gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi durumunun bir yanılsamayla hayat bulmasıdır. Var olsun ya da olmasın.  Ama sinema o anın gerçekleşmesi için bütün kontörünü harcar.

Çok güzel bağlama çaldığını biliyorum kökeni ya da ilgin nereden geliyor?

Köken olarak Erzincanlıyız. Biz de herkes çocuk yaştan itibaren bağlama çalar. Tabi tiyatrocu olunca da donanımını güçlendirmek gerekir. Sadece bağlama değil üflemeli, vurmalı çeşitli enstrümanlarda çalıyorum.

Seni en etkileyen rolün ve oyunun?

Beni en etkileyen rolün ‘Don Giovanni ve uşağı Pulcinella’  ‘Life is Beatiful’ filminin Oscarlı müzisyeni yaptı bu oyunumuzun müziklerini. Ve İtalya’da Floransa’da ayakta alkışlandık.

Tiyatroyu senin için özetleyen tek bir kelime olsa hangisi olurdu?

Tek kelimeyle tiyatro, varoluş.

Eminim bazen konsantrasyon eksikliği yaşıyorsundur insanlık hali sonuçta böyle anlarda neler yapıyorsun?

Bazen konsantrasyon eksikliği hissettiğimizde tiyatronun adrenali hemen toplar bizi.

Böyle bir anın varsa paylaşır mısın?

21 senedir sahnedeyim. Bir kez konsantrasyonu kaybedip sahneye gelmemesi gereken dekoru getirdim. Oyun 2 sayfa atlamış oldu. Kan ter içinde kaldım.

Oyunculuğu senin için anlamı nedir?

Oyunculuğun benim için bir yaşama biçimi olması. Hayatımın anlamı ve varoluşumdur.

Oyunculuğun sana kattıkları ve senden götürdükleri neler?

Benim için oyunculuğun ve bu sanatın anlamı iyiyi yüceltip kötülüğü yok etmektir,gerçeğin bu dünyada gerçek olmadığını göstermektir,kırmızı hap…

Bir keşken var mı?

Bir keşkem… İngilizceyi öğrenseydim.

Çalışmak istediğin bir yönetmen ve oynamak istediğin özel bir rol var mı? Gerçekleştirdiğin ve gerçekleşmesini istediğin hayalin ya da hedefin var mı?

Yücel Erten hocamla Cyrano de Berjerak oynamak isterdim. Çok hayallerimiz vardı ama sevgili kardeşim, liyakati olmayan soytarı oyuncular ve halasının oğlu teyze oğlu torpiliyle piyasada bizim yerimizi dolduran yeteneksizler ordusu var… Ülkümüzü bu ülkede rafa kaldırdık.

Sohbet için tekrar teşekkür ederim Suat.

Tarihi anlatan diziler son on yıldır çekilmeye devam ediyor fakat ilk göz ağrımızdan mıdır yoksa kalitelerinden midir ve objektife yakınlıklarından mı bilinmez The Tudors ve Muhteşem Yüzyıl seyrinde yapımlara denk gelmiyor ya da gelemiyoruz bu yüzden o dönemi ”Muhteşem Dönem” olarak adlandırabiliriz.

Umarım bu durumu aşacak yapımlarla karşılaşırız.