Şiir

1805190340

nasıl doyulmazdı ayaklanma günlerinde aşk

   teslim olmak alçakça bir işti gecelere

.          ne içten söylediler o eskimeyen şarkıları

             ve mümkün sınırlarda dolaştı hayalleri

tarih yazmasa da mahrem sevdalarını

.     sokaklar savaş yorgunu ve

         budala dostları mitralyöz gibi

             hatırlatır zamanının durduğu geceleri

gölgeleriyle seviştiğini sanan ruhların

   kimi ağır hasta kimi aklından yoksun

       sofralarında ne kuru ekmek ne kara zeytin

.                 nereye gitse nafile kime gitse uzak

 

fakat yazdıkları şiirleri bitiremeden

.     gülmeyi ve sevmeyi öylece bırakıp

.          kıyametten önce sessizce sehpasına yürüyenlerin

.              kentin sokaklarında izleri

damarlarımdan usul usul şarabın aktığı

   tütün dumanının odayı boğduğu geceleri

.          hiç tanımadığım bu insanlara üzülmeye ayıracağım

ve tutup yalnızlığına sarıldığım

   güneş gibi başıboş uçurtmayı da

        boşta bir gökyüzü bulursam

 .               çocuklara bırakacağım

 

kıyısında durduğum bu dar boğaz

.    dededen kalma bir kılıcın derin kesiği

kıyılarında dolaştığım bu dar deniz

       iki çağın ayrılık yeri

geç olmadan gel bi’ gör

   denize varan sokakların duvarlarında yazıyor

        miğfersiz savaşçıların kimi sevdiği

Bir cevap yazın