-
LACİVERT GECENİN İSİMSİZ KADINI-İLKNUR YAYLIMATEŞ
Aşağılanma duygusuyla gözlerinin içi yansa da tuttu kendini. Bu ne suratında patlayan ilk tokattı ne de sırtını kızartan son kemer. Devasa cüsseli adama korkusuzca parlayan gözlerle baktı. İçi titriyordu oysa. “Öldürtecek misin kızım kendini? Bir ergenlik triplerin eksikti. Kaçacak yer …
-
ON İKİ KİŞİLİK SOFRALAR – BETÜL EREN
Birkaç gün önceydi. Yemek masasına öylece bakakaldığımı fark ettim. Uzun süredir hiç 12 kişi için açmamıştım masayı. Artık gerek yoktu. Küçülmüştük. Sadece o masa değil, yanına eklenen küçük masalar, evi dolduran neşeli sohbetler, kahkahalar, güzel insanlar… Hepsi çekilmişti sahneden birer…
-
ANNEMİ BULDUM – BETÜL EREN
Annesini Buldu, Bulmasına da… Kafede bir masada oturan modern giyimli, genç ve güzel kadın heyecanla kapıdan girecek kişiyi bekliyordu. Kendisinin evlatlık verildiğini öğrendiği günden beri gerçek annesini tanımayı istemiş ve onunla temas kurmuştu. Bugün annesiyle ilk defa bu kafede …
-
TANRILAR GOLF OYNARSA – BETÜL EREN
“Yüce Zeus, ne olur anlat bize biz bu dünyaya nasıl geldik?” “Evlatlarım, bu çok uzun bir hikayedir. Zamanımızı alır.” “Hadi Yüce Zeus, kırma bizi, çok merak ediyoruz…” Bütün tanrılar Olimpos dağının yükseklerinde taht kurmuş olan Zeus’un etrafına toplanmış ve …
-
PIRPIR PAPATYA – NALAN İNCEKARA
Bir zamanlar güzel çiçekler ülkesi diye bir ülke varmış. Bu ülkede Pırpır isminde, bembeyaz yapraklı, güneş yüzlü bir papatya yaşarmış. Bitkiler ve hayvanlardan oluşan kocaman bir ailesi varmış. Her zaman mis gibi kokan bu ülke, pembe, mor, sarı, beyaz, yeşil, …
-
Her Kadının Bir Canavarı Vardır – İlknur Yaylımateş
Sinirlenmeyi sevmiyorum ben. Ses ayarlarımla oynamam, zaten doğuştan kısıktır biraz. Ezik falan yakıştırmalar da oluyor çoğunlukla. Sanmayın ki aldırırım. Yok umurumda değil güçsüzlükle karıştırılmam. Sakin, güler yüzlü ve olabildiğince dingin yaşamayı severim. Misal bugün gezegenin en şerefsizi Ziyan Bey’di …
-
DÜĞME – İPEK DİZDAR
Ben demiştim. Daha dikerken demiştim de ne alt komşumun ne üst komşumun umurunda olmuştu. Tutunmak için düğüm gerek demedim mi? Bir de makine ile tak tak üzerimden geçtiler. Deliği tutturamasalar parçalanmıştım. O nahif deliğime polyester ipi doladılar da doladılar. Ama …
-
DOLUNAY DEHŞETİ – MERT EFE SAVUL
Ayaz. Soysuz bir rüzgâr kavuruyor ellerimi Yüzümde dolunay dehşeti Yıldızlar parıldıyor hayaller arka ceplerinde Karanlık kol geziyor yine o eski evde Farklı bir günaydındı bu Öylece daimi hüznü selamlayacak olan Pencereden girdi Ağzımdan dökülüverdi utandıklarım Beklememiştim Doğasında var galiba…
-
DAVALIK – HANDAN KILIÇ
Sedat, “Davacıyım,” dedi. “Hepiniz gördünüz.” Herkes susuyordu. Az önce gülüşürlerken olay nasıl buraya geldi anlamamışlardı. Ama kısa süre sonra en uzaktaki masada biri kel öteki tıknaz iki adam birbirine yaklaşıp fısıldamaya başlayınca diğerleri de taşlarına dönüp bir anda muhabbeti …
-
SIRADAN BİR GÜN VE SIRADIŞI BİR OLAY – ÇAĞDAŞ TURAN
Evrende yer kaplayan, gözle görebildiğimiz, elle tutabildiğimiz nesneleri, salt biçimleri, renkleri, isimlerine göre iyi ya da kötü olarak değerlendirmek yanlış olur. Onları iyi ya da kötü yapan, kuşkusuz, yaşantımızdaki rolleridir. Sözgelimi bir balıkçı teknesi, kimi için özgürlük, kimi için ekmek …