Site icon Halley Dergisi

İKİ FARKLI GEZEGEN ÇARPIŞTIĞINDA KIYAMET KOPAR- EMİNE GİZDAŞ

Son yıllarda sıkça duyduğumuz iki sözcük var;” Narsizm ” ve bundan türetilmiş,insanlara etiketlendirilmiş olan “Narsist”.
Şimdi uzun uzadıya, alıntı bilgilerle narsizm nedir, narsist kimdir gibi bir tartışmaya girmek benim sınırlarımı aşar, çünkü ben ne bir psikiyatrist ne de bir psikoloğum. Böylesine bilimsel ve hassas konulara burnumu  sokmam , ukalalık yapmam, haddimi aşmaktan korkarım ama günümüzde artık sıradan insanların da bildiği bu sözcüklere minicik bir açılım yaparsam; Narsizme “özsevicilik”, narsiste de “özünü çok seven, kendisine aşık kişi ” diyebilirim.
Gün geçtikçe bireyselliğe hız veren bir dünyada insanlar yalnızlık çemberi içinde yaşamaya çalışıyor. Kalabalık ailelerle yaşama kültürümüz gün geçtikçe değerini yitiriyor. Birlik, beraberlik duygusu eskiden olduğu kadar yoğun değil. Mahcubiyet, kaçınma, çekinme, saygı, örf ve adetler ne yazık ki; önemsizleşiyor. Yalnız yaşayan, yalnız yürüyen, yalnız uyuyan, yalnız eğlenen insanlarla doldu çevremiz. Yalnızlık bir seçim olmaktan çıkıp, alışkanlığa dönüşüyor zamanla. Paylaşımlarımız minimuma indirgeniyor her geçen gün. Vermekten çok almaya odaklıyız ve artık haz duygularımız da zirvede.
Koskoca kentlerdeki bu koskoca yalnızlıklar egolarımızı kabartıp,yelkenlerimizi haşin benlik rüzgarlarıyla şişiriyor.
Önce ben, benim, “Ben varsam hayat var.” “Önce can sonra canan” diyerek dibine kadar bencilleşme ve bunun yol açtığı alabildiğince yalnızlaşma, olabildiğince kendine dönüklük ve kendine aşıklık en naif duyguları yaşamaktan bile alıkoyuyor insanları.
Tabiki belirli bir dozda ego ve kendini severlik olmalı. Ayakta durabilmek, başarılı olabilmek için iteleyici güç, tetikleyici faktördür  zorlu yaşam mücadelesinde.
Tamam ama “Kendini sevmeyen başkalarını da sevemez” dediğinizi duyar gibi oldum şu an. İşte tam da bu; insan kendini sevmeli… Fakat sevmek derken? Nasıl sevmeli? Nedir bu kendini sevmek?
Varlığını donanımlı konuma taşımak için uğraşı ve çabalarda bulunması, sağlığına, beslenmesine, yaşam tarzına çeki düzen vermesi, özbakımını aksatmaması, içindeki negatif safraları kalori cinsinden yakıp böylece uzun süreçte bedenini yakmaması gibi bir sürü odak noktaları sayabiliriz.
Peki bütün bu  kendine yönelimlere  narsistlik diyebilir miyiz? Bence dememeliyiz. Çağdaş dünyada insanın kendisiyle ilgilenmesi, eksikliklerini farkedip, geliştirmek istemesinin adı “özsaygı”dır.
İnce çizgiyi ayırt edebilmeliyiz. İflah olmaz hakiki narsistlere aman dikkat derim. Onlarla asla başa çıkamazsınız, değiştirip, dönüştüremezsiniz sihirli bir değneğiniz, derya deniz bilginiz yok çünkü. Gayet sıradan, normal, ne olduğunu bilen, ne yapmak istediğini belirlemiş, dünyaya bakışı net, planları ve programları tahmin edilebilir, yolunda rayında insanlarsınızdır. Aklınız  asla onunki gibi çalışamaz.
Narsist eşlerden, arkadaşlardan, ebeveynlerden Tanrı hepimizi korusun. Apayrı dünyalarda yaşarlar. Narsist bir eşe denk gelmişseniz onun bir narsist olduğunu anlayamadan, onca yıl birliktelikte bile hala tanıyamamış olduğunuzu görüp, kısır bir döngü içinde yıllarca devinip, durursunuz mutsuzluk girdabında.
Çünkü o bir narsistir, narsistler gerçekte kimseyi derinden sevemezler. Onlar kendilerine odaklıdır. Sizden onu hep sevmenizi, vazgeçilmez olduğunu hissettirmenizi isterler, bunun için de  bu oyuna eklenmenin yolu sizin kıvama getirilmenizdir.
“Başarıya giden her yol mubahtır.” Sözü tam da onlara uygundur. Bunun için cömerttir, güdüleyici ve etkileyicidirler, adım adım gelir kalbinize ve taş gibi oturur üzerine. Farkedebilirseniz ve  gücünüz de kalmışsa sorgulamaya başlarsınız bir süre sonra. Ne yazık ki; sorularınız onun canını sıkar, sırlarının çözülebileceğini hissederse kabalaşabilir de. Kendilerine özgü dünyalarında kendilerinin kurguladığı oyunları, itiraf edemeyecekleri yalnızlıkları vardır. Siz yalnızca onun muhteşem varlığına  şahitlik eden birisinizdir ona göre. Onları övmek zorunda olan ve göklere çıkarma rolü biçilensinizdir. Siz kimsiniz ki; onu yargılayasınız.?  Çok nadir duyarlılık ve empati geliştirebilirler.
Ve çok üzgünüm bu oyun siz uyanıncaya kadar bu şekilde devam eder. Çözüm üretmezler. Çözüm  sizin ona sonsuz bağlılığınızda yatar hep. Hep alır, aldıkça o mutlu olur siz soru işaretleri ve acabalarla boğuşup durursunuz. Sizden beslenir, serpilir, gerçeği farkettiginizde çoktan posanız sıkılıp, atılmıştır bile. Gittiyseniz, başkaları da gelir. Yaşaması buna bağlıdır çünkü. Duru durağı yoktur bu işin. Artık şaşkın bir ördek olma yoluna girmişsinizdir. Çok yorar ama kendisi yorulur mu bilinmez. Sanırım tam tersi keyif verici bir madde gibidir onun için ilişkiler ve birliktelikler.
Bir narsiste denk gelirseniz anlayamazsınız, kimi aşırı saflık perdesine dolamıştır kendini hayatı ilk kez sizden öğreniyor gibi, kimi öyle dik duruşlu bir bilgedir ki (!) bu sefer siz hayatı ilk kez onunla  ögreniyormuşsunuz gibi olur.
Bunları eğitemezsiniz, eğitmeye çalışmamalısınız. Sessizce uzaklaşmayı,  zor gelse de kopmayı, hayatınızdan çıkarmayı denemelisiniz.
Bitirdiğiniz yerde yeniden çıkacaktır karşınıza… Lütfen gözlerinizi bağlamasına, kalbinizi ele geçirmesine izin vermeyin.
Bilin ki; İki farklı gezegen çarpıştığında kıyamet kopar.
Sevgi ve güzellikle…
Exit mobile version