Sanayii Devrimi, Karl Marx, İşçi Sınıfı ve Black Sabbath Üzerine Kısa Bir Anlatı
“Şimdiye kadarki tüm insanlık tarihi, sınıf çatışmalarının tarihidir.” der bilimsel sosyolojinin kurucusu ve Komünizm kuramcısı Karl Marx. İşte pek çok şey gibi Heavy Metal de bu sınıf çatışmasının ürünüdür.
Karl Marx’ın “Dünyanın bütün işçileri birleşin.” çağrısını İngiltere’de yapılmış olması bir tesadüf değildir. Sanayii Devrimi’nin başladığı bu topraklar, aynı zamanda kapitalizmin doğum yeridir. Liberalizmin babası Adam Smith de gelişme ve kazanç uğruna her şeyi mübah saydığı bakış açısını bu topraklarda yeşertmemiş midir?
Marx, 19.yy’ın ikinci yarısında Londra’ya geldiğinde, buradan başlayarak dünyaya yayılan işçi sınıfı sorunlarını çok iyi
Kapital de Marx’ın Engels ile yazdığı Komünist Manifesto da, kimsenin toprak sahibi olmadığı, herkesin ortaklaşa çalışıp ürettiği bir toplum vaat ediyordu. Kişisel servet kavramı ortadan kalkınca bireyler hırslarına köle olmayacak, servet artırımına kimse kurban edilmeyecekti. İşçiler çalışmalarının karşılığını alıp insanca yaşamaya, sanata, eğitime zaman ayırabileceklerdi. Bu Marx’ın ideali, gerçekleşmesini istediği düşüydü. Ama hayatın başka planları vardı.
Kapital’in yayınlanmasından yüz yıl kadar sonra, İngiltere’nin sanayii kenti Birmingham’da başladı asıl hikâyemiz.
Tony, 17 yaşında büyük bir trajedi ile yüz yüze gelecekti: Kullandığı makinenin bıçağı, sağ elinin üstünde düştü, delikanlının orta ve yüzük parmaklarının uçlarını kopardı. Bir daha gitar çalamayabilirdi, müzik hayatı tamamen bitebilirdi. Ama bitmedi. Kendi yaptığı plastik yüksüklerle çalmaya devam eden azimli genç, bu olaydan kırk iki yıl sonra, müzik otoriteleri tarafından “En İyi Gitarist” seçilecekti.
İki yıl sonra Tony, onunla birlikte çalan davulcu arkadaşı Bill Ward ile grupları Mythology’den ayrılarak kendileri gibi işçi olan Geezer Butler ve Ozzy Osborne ile takılmaya karar verdi. Gruplarının isimleri sürekli değişti. Kesin karara varmalarını sağlayan, sinema dünyasının ilk Frankenstein’i, büyük oyuncu ve yapımcı Boris Karloff’un bir
Grubun müziği, sert akortlar, gök gürültüsünü andıran ritimler ve çıldırtıcı gitar sololarla herkesi büyülerken sözler de din, devlet, aile ve sistem eleştirisi içeriyordu. İkinci albümleri Paranoid’de bulunan “War Pigs” sağlam bir savaş eleştirisidir.
Master of Reality albümünden “Children Of The Grave” ise Komünist manifestonun müzikal halidir adeta:
Devrim akıllarında, çocuklar yürümeye başlıyor.
Yaşamak zorunda oldukları dünyaya karşı
Ve kalplerindeki tüm nefrete karşı
İtilip kakılmaktan bunaldılar
Ve sadece ne yapmaları gerektiğinin söylenmesinden
Kazanana dek dünya ile savaşacaklar.
Black Sabbath’ın solistlerinden biri de Deep Purple’ın efsanevi sesi Ian Gillan’dır. Gillan’ın Sabbath’la yaptığı Born Again albümü politik eleştirilerle doludur. “Zero The Hero” şarkısı için Wells’in “Dr. Moreau’nun Adası”na göndermeler yapan bir video çekilir. Frankenstein gibi yaratılan “Sıfır Kahraman” fastfood ile beslenerek geliştirilir ve sonunda politikacı olur. Bu videoda siyah, gür ve parlak saçlarını başının etrafında dairesel olarak döndüren Ian Gillan, görülmeye değerdir. Bu hareket, LedZeppelin’in seyircilerinin transa girer gibi başlarını ve saçlarını sallayarak yaptıkları bir dans olarak başlamış, birçok Rock grubu müzisyeni ve takipçisi tarafından da kullanılmıştı. Heavy Metal’in simgesel dansı “Headbang” dünyaya böylece yayıldı.
Seksenli ve doksanlı yıllarda grubun kadrosu sürekli değişti. Deep Purple’ın bas gitaristi ve vokalisti Glenn Hughes, vokalist Tony Martin, değerli davulcular Cozy Powell ve Vinny Appice bunlardan bazıları…
2000’li yıllara gelindiğinde ise Dio’nun son bir kez gruba döndüğünü, turneden bir yıl sonra mide kanserinden vefat ettiğini görüyoruz. Tony Iommi, belki bu olayın etkisi ile yeniden ilk kadroyu toplamak, bir albüm yapmak ve son bir turneye çıkmak istedi, kim bilir? Grubun on dokuzuncu albümü “13” 2013’te ilk kadronun birleşmesi ile çıktı. Albümün ardından “The End” turnesinde hayranları ile son kez buluştu grup. Heavy Metal’in ÂDEMİ, müziğe veda ettiğinde iki Grammy ödüllü bir grup olmanın yanı sıra MTV’nin “En İyi Metal Grubu” listesinde ilk sırada, Rolling Stone dergisinin “Tüm Zamanların En İyi 100 Sanatçısı” listesinde 85. sırada yer alıyordu. Dünya çapında 70 milyondan fazla albüm satarak önemli bir ticari başarıya da imza atmıştı.
Black Sabbath artık müzik yapmıyor ama onun açtığı yoldan giden birçok grup, Heavy Metal dünyasını renklendirdi. Gençler kendilerini bu müzikle ifade etti. Eski ABD Başkanı Ronald Reagan’ın eşi Nancy Reagan da dâhil olmak üzere birçok karşıtı da oldu bu dönemde. Gençleri uyuşturucuya ve saldırganlığa teşvik ettiği için yasaklanması istendi. Ama Hollywood’un nice cicili bicili yıldızlarının ve Caz’dan Soul’a hatta Rap’a kadar birçok müzisyenin uyuşturucudan mustarip olduğunu düşünsek bu durumun Heavy Metal’e özgü olmadığını fark edebiliriz.
Heavy Metal, Sanayii Devrimi’nin modern paryalarının müziği olarak doğup dünyaya yayıldı, babası Black Sabbath’ın üyeleri, genç, öfkeli ve söyleyecek sözleri olan işçilerdi. Büyük sorunlar çıkaran Metal grupları da vardı. Karşı çıkanı, nefret edeni, korkanı, kabul edemeyeni oldu. Ama Sabbath’ın solistlerinden Müteveffa Ronnie James Dio’nun da dediği gibi: “Metal Asla Ölmeyecek”