Halley Dergisi

Otomobil eski bir binanın önünde durdu. Kafasını kaldırıp binaya şöyle bir baktı. Yine bir gösteri, yine bir şehir… Ahşap çerçeveli cam kapıyı araladı. Bir çıngırak sesi duyuldu. İki basamak inip bankoya doğru ilerledi. Tuğla duvarlar ve cılız spot ışıkları ile …

Saniye, salonun penceresinden el salladı. Yüzüne kondurduğu sahte bir gülüşle. Oğlu Semih, kız arkadaşını evine bırakacaktı. Sokak lambasının ışığından karanlığın içine kayan araba köşeyi döndüğünde, “Yeter artık, yeter!” diye söylendi. Sonra perdeyi çekti, hışımla. Elinde kase, çekirdek çitlemekte olan kocası …

Mesaj sesi, her zamanki gibi sakin, sessiz, küçük bir melodi. Bazen olur, gelen tıngırtı her zamanki gibidir ama sizin karnınıza ağrı girer, kalbiniz hızla atar, gözleriniz kararır. Yere düşen bozuk para sesi. Dönüp duran parayı hayal ederken dünya yörüngesinden çıkmış …

Naftalin kokulu oda beyaz boyalıydı. Çocuk el izleri, beyaz girdabı eğlenceli kılıyordu. Sağ duvarda asılı saat dokuz buçuğu gösterdiğinde, kadranın üstünde açılan delikten uzanan kuş “cik” sesi çıkarıp aynı deliğe girdi. Saatin yanında asılı maarif takviminin orman manzarası basılı kartonunda, …

Herkesin o mendebur suratlı adamı, endişeyle beklediği gün geldi. Kur’an kursu başlamak üzere, kulağından tavana asılan ilk hangimiz olacaktı acaba, şakalaşan, gülen, aralarda koşuşturanlar, ensesine kim bilir ne tokatlar yiyecekti. Önümüzdeki alfabe de neyin nesi? Köyün çocukları Latin alfabesiyle okumayı …