geleceği olmayan günlerdi
taşınmaz ağır bir yüktü yaşamak
sağır bir çağ gibi geçip gitti ömrümüz
şarabi yenilgiler sindi fazladan üzerimize
şimdilerde bulanık bir görüntü kalanlar geride
birbirine ulaşamayan varlıklarımız da
silinip gidiyor kalabalık içinde
ama gönülsüz sevdaları sakladık ne mutlu
babayani papazlarla
kyzikos mahzenlerine
ve gördük devrildi nice sahte krallar
bir haziran rüyası
kıstak altında öylece
mahmuzlu atlarıyla geldiler yok etmeye
misya hikayelerini fakat
göğün tavanı yırtılmaya görsün
artık birer gök gürültüsü şiirlerimiz
geleceği olmayan günlerdi
geleceğe miras kaldılar
kayıp bir çağ karaltısı artık ömrümüz
belki görürüz bir bir kırıldığını da zincirlerin
güneşe dokunabileceğimi bilseydim
avuçlarımdayken gençliğim
merdiven kurmaya kalkardım oysa
çok şey kalmadı geriye belki de hiçbir şey
pınarın bağrından çağlayan antik acıların
küllerini taşırken içimizde
o güzel hülyayla tütsülü şarkıları
yankılatmaktan başka gökyüzünde