Nasıl diyeyim diye diye düşünmekten
Kurtulduysam bir an
Düştüysem bilmem kaçıncı vedadan
Yamacında çırpınmalarımın sus’u gelmişse
Dolanmıyorsa kelimelerim beline kördüğümden,
Çözdüysem bir heyecan…
Bil ki ben gelmişim.
Git diyor,
Üzerini örttüğün bir ses.
Görülmeyenin makamında
Duyulmuyordu mu sandın ?
Ben, sandım…
“Şimdi” diye diye başladığım dizelerden
Mâziye bir veda türküsü değil mi?
Düşün, anla…
Bir sabah,
Karanlık toparlanmaya yüz tutmuşken
Güneşin boynu bir kez daha bana büküldüğünde
Bir şiirdir tutturmuşsam
Penceremden sızan gölgeye saklanmışsam
Ha bugün ha yarın derken,
Ellerimde inceden bir vuslat
Bil ki ben gelmişim.