Sözcüklerin kavuşması hiç bu kadar zorlamamıştı gönül hanemi.
Talan ettikleri seher vakitleri tan yerimden,
Herkes yine kendi can derdindeyken…
Bir kurban vermeli demişlerdi.
Bunca yokluk ve varlık sahasında
Birinin canı ille de yanmalıymış.
Bildiğimden ötesini nasıl verebilirdim onlara.
Sır içinde sır
Anlam içinde anlamken tüm rüyalar
Sabah niyetine geceden de olan var mı aranızda…
Ay, keskin cam parçaları gibi dağılmış
Gökyüzünden gönül mevkilerinde.
Güneş, elinde olmayanın çaresizliğince
Bir doğmuş bir batmış…
Ama özgürce
Ama eşi benzeri olmayan bir kudretle.
Hâl bu ya,
Ay’ı hiç bir zaman unutamamış.
Dünya döndükçe,
Mevsimler vuslattan bir haber
Dualarda dağlara taşlara gönderdiğimiz felaketler silsilesi,
Gel demiş güneş onlara da sen de gel…
Ne bir damla suyuna
Ne bir karış toprağına kıyamamış.
Al demiş, alnı ak göğsünde iman,anamın ak sütü gibi helal olsun uğruna.
“Kalmamış elinde candan öte başka…”