Hikaye

ZEUS’UN ŞALVARI

İki denizi birbirinden ayıran perde Knidos fenerinin ışığıyla aralandı. Knidos’un ünlü bilim adamları ve sanatçıları hologramdan izlerken Anadolu’nun asırlar sonra giydiği kara çarşafa, saçlarındaki yüzündeki renk karmaşasına anlam veremediler. Işığın altında toplandılar.

Eudoksus şehrin üzerinde dolaşan kara bulutların sayılarını belirtirken, gökyüzü kadar lacivert gözlerindeki yıldızlar memnuniyetle parlıyordu. Yanından ayırmadığı hocası Platon’nun devlet kitabı arasından çıkardığı kağıt parçası üzerinde yeni formüller ürettikçe ay parçası gibi geniş yuvarlık yüzü aydınlanıyordu.

Euryphon kör olmak üzere olan akıllara denizin mavisi, ağaçların yeşiliyle harmanladığı bir reçete yazdı. Birer tutam badem çiçeği de ekleyiverdi. Biraz da karanfil eklesem mi diye düşünürken hazırladığı karışımın hoş kokusunu yuvarlak çerçeveli gözlüklerinin ortasında kalan minik burnuyla içine çekiyordu. Baharda açan orkidelerden daha renkli görünüyordu gülüşü.

Polygnotos bir mermer taşın üzerine nakşettiği estetiği sunarken, yarattığı eserin canlılığı neredeyse masaya oturup onlarla çalışacak kadardı. Ince bıyıklarının ardında keyifli bir ıslık tutturmuş insanlığın önüne set olarak çekilmiş bütün duvarların böyle alın teriyle işlenip soğuk ve karanlıktan kurtulmasından yanaydı.

Stratos bembeyaz mermer taşların yerini alan çivisi çıkmış betonarme dünyanın tozunu fırçasıyla süpürmeye çalıştı. Bir tapınak kadar kutsal olmalıydı ağaçların, çocukların, kuşların, kaplumbağaların dokunulmazlığı. Büyük elleriyle İskenderi’ye feneri kadar harika bir yol gösterici olan yanmaz ve yıkılmaz bir kütüphane armağan etti insanlığa.

Onların böyle bir kovanın etrafında vızıldayan arılar gibi çalışmasına aldırmayan Praksiteles, gelişmeden değişen yeni dünyadan getirdiği bir magazin dergisini gösterip Afrodit’in memelerini büyütmeye karar verdiğini söyledi. Duydukları karşısında hepsi birden dumur oldular. Korkudan yüzü daha da beyazlayan Afrodit Praksiteles’ten korunmak için diğerlerinin arkasına saklandı. Eudoksus kutsal oran aşkına uzanıp gökyüzündeki yıldızlardan birini aldı. Praksiteles’in kafasına fırlattı. Küçük bir sıyrıkla kurtulan arkadaşına yardım etmek için kılını kıpırdatmayan Euryphon  sana biraz dağ kekiği kaynatalım. Belki kendine gelirsin dedi. Polygnotos gözlerini oysam yeterli olur belki de diyerek bir tehdit savurduktan sonra Stratos ona güzel bir lahit yapabilirim önerisinde bulundu.

Bu kadar kızmalarına hayret eden Praksiteles’e açıklamada bulunma görevini doktor Euryphon üstlendi.

Dünyayı birbirine bağlayan aynadan asma köprü olan Anadolu bizim çağımızda tüm güzelliklerini işlenmemiş, tozlanmamış, çizilmemiş görüntüleriyle yansıtırken şimdi bu altın varaklı ayna kararmaya terk edilmiş olsa da hala yaşıyor. Biz de buraya insanların her birini birbirinin aynısıyla dolu bir sürüde yaşamaktan kurtarmaya geldik. Işimiz bittiğinde antik çağa dönerken sen yeni dünyada yaşayabilirsin. Dünyadaki en güzel çıplaklık Afrodit’in diye sözlerini bitirirken Afrodit’in yanakları pembeleşmişti.

Tam da o sıralarda dünyanın en yeni çağında olanları izlemeye devam ettiler. Dev cam binalardan birinin penceresinden yine yuvarlak bir masanın etrafına toplanmış birileri vardı ne olduklarına ya da neler yaptıklarına anlam veremedikleri.

Astrolog Gizem Herşeyibilir Terazi burçlarının bu ay yeni sevgili yapacaklarını bu yüzden dış görünümlerine son derece önem vermelerini yazacağını söyledi bakışları hiç yıldızlar arasında dolaşmamışken. Hem onlar birer venüstü. Pek göz alıcı olmalıydılar.

Doktor Can Düzgünkeser kadın hastalarının yeni kalça ölçülerini toplumda nasıl empoze edeceklerini anlatırken Afrodit’in ilk çıplak heykeli olanları hayretle izliyordu. Dev ekrandaki kadın fotoğrafının çıplaklığından ve adının böyle anılmasından utandı.

Diğer pencerelerden birinde bir yapı projesinden bahseden mimar Hakan Sağlamtemel, iç mimar Sedef Oymalı ve müteahhit Fikri Çakal ile görüşmekteydi. Mimar Hakan yapılacak olan okula Knidos şehrindeki amfi tiyatroya benzer bir tiyatro yapılmasını söylerken Fikri daha çok derslik daha çok öğrenci daha çok para dedi. İç mimar Sedef ise hazır Hakan amfi tiyatrodan bahsetme cesaretini göstermişken her ders binası konseptinin Knidoslu bir bilim adamı ya da sanatçı adına düzenleyelim demeye kalmadan Fikri Çakal Amerikalı pop şarkıcılarını ve Instagram fenomenlerini bunun için çok daha uygun bulduğunu belirtti. Üzerine de ekledi size buradan Knidos’a göndereyim aç kalın açıkta kalin da aklınızı başınıza gelsin.

Ressam Sevgi Sanat yeni resimlerine bir sergi açmak için en değerli tablosunu bir iş adamının leopar elbiseli sevgilisinin pençeleri arasından kurtaramadığından çok üzgündü.

Ve Heykeltıraş Sinan Mermer asırlar sonra bir parkın açılışı için tamamlamak üzere olduğu Zeus heykelinin dökümhaneden hırka ve şalvarla döndüğünü görünce birkaç gün taş kesildi. Dökümhane sahibinin muhafazakar başkanın sağ kolu olduğunu öğrendiğinde ise şalvarlı Zeus çoktan parkın ortasına dikilmişti.

Daha fazla tahammülü kalmayan Stratos görüntüyü durdurmuşken Praksitelesin de şaşkınlıktan olduğu yerde donakalmış olduğunu gördü. Yeni dünyada kaybolma düşüncesinden tırsan Pragsiteles Afrodit’in tüm çıplaklığıyla kendine özgü bir tanrıça olarak kalacağına söz verdi.

Bir cevap yazın